“Project Nepal Kids” Programı
Istanbul International Community School’da (IICS) okuyan altı öğrenci, 13
Nisan 2012 tarihinde başlayan 10 günlük seyahatleri süresince Nepal’de Katmandu
şehrinin kuzeyinde bir köy okulunda yaşları 3 ile 10 arasında değişen 60
Nepalli öğrenciye her gün 3 saatlik
matematik, fen, hayat bilgisi, İngilizce güzel sanatlar ve müzik eğitimi
verdiler.
Dafna, Zeynep, Elis, Eren, ve Cenk, Colin, bu
gönüllü çalışmayı, “Project Nepal Kids” programı çerçevesinde, Nepal’in
Panchakanya okulunda gerçekleştirdiler. Okulları IICS’te ki sorumlu öğretmenleri
Jennifer Hanım tarafından koordine edildiler.
Öğrencilerin yıl boyunca gerçekleştirdiği çeşitli okul içi organizasyonlarda
toplanan yardım paraları ile Nepal’e götürmek üzere sadece okul malzemeleri
değil, ayrıca 3 bilgisayar, internet kurulumu ve internet kameraları alındı.
Nepal’deki ilk gün bilgisayarlar başarıyla kuruldu ve Türkiye’de bulunan IICS
öğrencileri ile karşılıklı mektup arkadaşlığı furyası başlatıldı. Böylece Panchakanya okulu ve IICS öğrencileri arasındaki uzun vadeli
ilişkinin de temelleri atıldı.
Öğrencilere eşlik eden Colin’nin babası Mr. Tim, kurduğu küçük bir klinik
ile Nepalli öğrenci ailelerine göz muayenesi gerçekleştirdi, ve 26 adet okuma
ve uzak mesafe gözlük dağıtıldı.
Öğrencileri en çok etkileyen olaylardan biri ise, bir köy pazarında
karşılarına çıkan nesli tükenmekte olan bir yerel kuş türünü satın alıp, tekrar
vahşi dünyaya salarak özgürlüğünü geri vermeleri oldu.
Öğrencileri mutlu eden diğer bir olay da, pazarda gezerken tesadüfen
kafeslerde satılmakta olan 100 kadar nesli tükenmekte olan kuşları satın alıp,
tekrar doğaya salıvermeleri idi.
Dafna
Biçaçi’nin gözünden gönüllü Nepal çalışması:Yaklaşık iki sene önce haritada
yerini bile gösteremiyeceğim bir ülkede geçirdiğim bu 10 gün, kısa bir süre de olsa,
dürüstçe söyleyebilirim ki, hayatımın rahatlıkla şu ana kadar ki en anlamlı ve
verimli günleriydi benim için. Her şey, Dünya Sokak Çocukları’na yardım
vakfının kurucusu Peter Daldlish’in okulumuza gelip,yaptığı işleri paylaşması
sonrası, Nepal’deki bir kalkınma projesi için gönüllü öğrenciler aradıklarını söylediğinde
başladı; hiç düşünmeden gönüllü oldum. Oraya vardığımda,
şaşkınlıktan dilimi yutabilirdim, gördüklerim, benim için gerçek bir şoktu. İlk
kez böyle bir insanlık dramına kendi gözlerimle tanık oluyordum. Onlara azıcık
da olsa yardım edebilmek, boynumun borcydu artık. Bu organizasyon boyunca yaklaşık
50 çocuğun gelişimine katkı verebilmek başta beni, sonra da hayat görüşümü
değiştirdi. Nepal’e gitmeden önce, bana
Nepal halkının aslında çok içten kişiler olduğu söylenmişti, ama günün her
saatinde, her dakikasında gülmemi sağlayacaklarını hiç beklemiyordum. Uçaktan
iner inmez yüzümde o gülücük oluştu… ve orada geçirdiğimiz süre boyunca o
içimden gelen doğal gülücük hiç kaybolmadı, zaten kaybolmasını da hiç istemedim. Ben genelde izleyicilerin
karşısında konuşmaktan çekinir, çok da heyecanlanırım. Nepal’deki vereceğim eğitimi ve konuşmaları düşündükçe
heyecanım iyice arttı. Özellikle, okula giderken geçmek zorunda olduğumuz her
an yıkılacakmış gibi görünen o garip köprüden ilk kez geçerken kalbim
heyecandan resmen duracak zannettim. Ama aslında bu, farklı bir heyecandı. Derslere ve konuşmalara başlamamızla,
izleyicilerin karşısında konuşma korkum ortadan kaybolmaya başladı, ve sonrasında
o heyecanımı, onlarla konuşmaya can atan bir hevese ve meraka dönüştürmeyi
başardım. Örneğin, ben hayvan resimlerini gösterirken, çocukların o hayvanın
adını sevinçle haykırmaları karşısında duyduğum coşku, kendimi onlara daha
yakın hissetmemi sağladı.
Beni her zaman
öğretmenlerin öğrenci kayırma tavırları çok kızdırmıştır. Ama şimdi o kayırma
duygusunun nedenini çok iyi anlıyorum. Çünkü benim de favori öğrencim
vardı. Sınıfa sorduğum bütün sorulara
cevap vermesine ve bana en yakın oturmasına hep izin verdim, ve evet sanırım, onu
diğer öğrencilerden daha çok sevdim. Bu kesinlikle diğerlerini sevmedim anlamına
gelmesin. Sadece ona karşı daha derin duygular besledim. Benim için Laxmi’yi diğerlerinden farklı
kılan, öğrenmeye karşı duyduğu şevk ve
hevesti. Diğerleri gibi değildi. Durmadan gözümün içine baktı ve öğrenmekten
hiç yorulmadı. Bir şey anlatmaya başladığımda hemen bağıra çağıra bütün
enerjisiyle kendi arkadaşlarını susturdu.
İkinci günümüzde, kendimi
tekrar herkese tanıştırdığımda, Laxmi adımı en az on kere ardı ardına tekrarladı.
O kendi lehçesi ile adımı her söyleyişinde kendimi yeniden doğmuş buldum ve
orada gerçekten bir şeyler değiştirebileceğimi ve değiştirdiğimi hisettim.
Laxmi’nin kardesinin
sırtından hiç indirmediği bir okul çantası vardı. Bir gün o çantanın üstünde “I
LOVE DAFNA (Dafna’yı seviyorum)” yazıldığını farkettim. Görür görmez çok
duygulandım, gözlerim doldu. Kimseye belli etmemeye çalıştım. Son günümüzde,
kapanış töreninden önce, Laxmi bir elinde abisinin sırt çantasında, öteki eli
benim elimde, yanıma oturdu. Sırt
çantasının üstündeki “I love Dafana” yazısını kendisinin yazdığını söyledi.
Tabii bunu söyler söylemez ben o mutluluk göz yaşlarımı tutmadım. Çok içtendi o
göz yaşlarım. Laxmi ile birbirimizi hiç unutmayacağımızı biliyordum.
Laxmi ile daha yakın bir
ilişki kurmuş olabiliriz ama oradaki bütün kardeşlerimin hepsini çok seviyorum.
Onları, ve orada yaşadıklarımı hiç bir zaman unutmayacağım. Unutamam da zaten,
çünkü ben Nepal’e gitmeden önceki Dafna değilim. Napal’de gördüklerim ve
yaşadıklarımla, değiştim, yeniden doğdum. 2012, Nisan DAFNA BICACI
No comments:
Post a Comment