Tuesday, June 12, 2012

KONUK YAZAR DAFNA NEPAL TÜRK ÖĞRENCİLERİ HİZMETTE


“Project Nepal Kids” Programı

Istanbul International Community School’da (IICS) okuyan altı öğrenci, 13 Nisan 2012 tarihinde başlayan 10 günlük seyahatleri süresince Nepal’de Katmandu şehrinin kuzeyinde bir köy okulunda yaşları 3 ile 10 arasında değişen 60 Nepalli öğrenciye  her gün 3 saatlik matematik, fen, hayat bilgisi, İngilizce güzel sanatlar ve müzik eğitimi verdiler.

Dafna, Zeynep, Elis, Eren, ve Cenk, Colin, bu gönüllü çalışmayı, “Project Nepal Kids” programı çerçevesinde, Nepal’in Panchakanya okulunda gerçekleştirdiler. Okulları IICS’te ki sorumlu öğretmenleri Jennifer Hanım tarafından koordine edildiler.

Öğrencilerin yıl boyunca gerçekleştirdiği çeşitli okul içi organizasyonlarda toplanan yardım paraları ile Nepal’e götürmek üzere sadece okul malzemeleri değil, ayrıca 3 bilgisayar, internet kurulumu ve internet kameraları alındı. Nepal’deki ilk gün bilgisayarlar başarıyla kuruldu ve Türkiye’de bulunan IICS öğrencileri ile karşılıklı mektup arkadaşlığı furyası başlatıldı.  Böylece Panchakanya okulu  ve IICS öğrencileri arasındaki uzun vadeli ilişkinin de temelleri atıldı.

Öğrencilere eşlik eden Colin’nin babası Mr. Tim, kurduğu küçük bir klinik ile Nepalli öğrenci ailelerine göz muayenesi gerçekleştirdi, ve 26 adet okuma ve uzak mesafe gözlük dağıtıldı.

Öğrencileri en çok etkileyen olaylardan biri ise, bir köy pazarında karşılarına çıkan nesli tükenmekte olan bir yerel kuş türünü satın alıp, tekrar vahşi dünyaya salarak özgürlüğünü geri vermeleri oldu. 

Öğrencileri mutlu eden diğer bir olay da, pazarda gezerken tesadüfen kafeslerde satılmakta olan 100 kadar nesli tükenmekte olan kuşları satın alıp, tekrar doğaya salıvermeleri idi.
  Dafna Biçaçi’nin gözünden gönüllü Nepal çalışması:Yaklaşık iki sene önce haritada yerini bile gösteremiyeceğim bir ülkede geçirdiğim bu 10 gün, kısa bir süre de olsa, dürüstçe söyleyebilirim ki, hayatımın rahatlıkla şu ana kadar ki en anlamlı ve verimli günleriydi benim için. Her şey, Dünya Sokak Çocukları’na yardım vakfının kurucusu Peter Daldlish’in okulumuza gelip,yaptığı işleri paylaşması sonrası, Nepal’deki bir kalkınma projesi için gönüllü öğrenciler aradıklarını söylediğinde başladı; hiç düşünmeden gönüllü oldum. Oraya vardığımda, şaşkınlıktan dilimi yutabilirdim, gördüklerim, benim için gerçek bir şoktu. İlk kez böyle bir insanlık dramına kendi gözlerimle tanık oluyordum. Onlara azıcık da olsa yardım edebilmek, boynumun borcydu artık. Bu organizasyon boyunca yaklaşık 50 çocuğun gelişimine katkı verebilmek başta beni, sonra da hayat görüşümü değiştirdi. Nepal’e gitmeden önce,  bana Nepal halkının aslında çok içten kişiler olduğu söylenmişti, ama günün her saatinde, her dakikasında gülmemi sağlayacaklarını hiç beklemiyordum. Uçaktan iner inmez yüzümde o gülücük oluştu… ve orada geçirdiğimiz süre boyunca o içimden gelen doğal gülücük hiç kaybolmadı, zaten kaybolmasını da hiç istemedim. Ben genelde izleyicilerin karşısında konuşmaktan çekinir, çok da heyecanlanırım. Nepal’deki  vereceğim eğitimi ve konuşmaları düşündükçe heyecanım iyice arttı. Özellikle, okula giderken geçmek zorunda olduğumuz her an yıkılacakmış gibi görünen o garip köprüden ilk kez geçerken kalbim heyecandan resmen duracak zannettim. Ama aslında bu, farklı bir heyecandı.  Derslere ve konuşmalara başlamamızla, izleyicilerin karşısında konuşma korkum ortadan kaybolmaya başladı, ve sonrasında o heyecanımı, onlarla konuşmaya can atan bir hevese ve meraka dönüştürmeyi başardım. Örneğin, ben hayvan resimlerini gösterirken, çocukların o hayvanın adını sevinçle haykırmaları karşısında duyduğum coşku, kendimi onlara daha yakın hissetmemi sağladı.
Beni her zaman öğretmenlerin öğrenci kayırma tavırları çok kızdırmıştır. Ama şimdi o kayırma duygusunun nedenini çok iyi anlıyorum. Çünkü benim de favori öğrencim vardı.  Sınıfa sorduğum bütün sorulara cevap vermesine ve bana en yakın oturmasına hep izin verdim, ve evet sanırım, onu diğer öğrencilerden daha çok sevdim. Bu kesinlikle diğerlerini sevmedim anlamına gelmesin. Sadece ona karşı daha derin duygular besledim.  Benim için Laxmi’yi diğerlerinden farklı kılan, öğrenmeye karşı duyduğu  şevk ve hevesti. Diğerleri gibi değildi. Durmadan gözümün içine baktı ve öğrenmekten hiç yorulmadı. Bir şey anlatmaya başladığımda hemen bağıra çağıra bütün enerjisiyle kendi arkadaşlarını susturdu.
İkinci günümüzde, kendimi tekrar herkese tanıştırdığımda, Laxmi adımı en az on kere ardı ardına tekrarladı. O kendi lehçesi ile adımı her söyleyişinde kendimi yeniden doğmuş buldum ve orada gerçekten bir şeyler değiştirebileceğimi ve değiştirdiğimi hisettim.
Laxmi’nin kardesinin sırtından hiç indirmediği bir okul çantası vardı. Bir gün o çantanın üstünde “I LOVE DAFNA (Dafna’yı seviyorum)” yazıldığını farkettim. Görür görmez çok duygulandım, gözlerim doldu. Kimseye belli etmemeye çalıştım. Son günümüzde, kapanış töreninden önce, Laxmi bir elinde abisinin sırt çantasında, öteki eli benim elimde, yanıma oturdu.  Sırt çantasının üstündeki “I love Dafana” yazısını kendisinin yazdığını söyledi. Tabii bunu söyler söylemez ben o mutluluk göz yaşlarımı tutmadım. Çok içtendi o göz yaşlarım. Laxmi ile birbirimizi hiç unutmayacağımızı biliyordum.
Laxmi ile daha yakın bir ilişki kurmuş olabiliriz ama oradaki bütün kardeşlerimin hepsini çok seviyorum. Onları, ve orada yaşadıklarımı hiç bir zaman unutmayacağım. Unutamam da zaten, çünkü ben Nepal’e gitmeden önceki Dafna değilim. Napal’de gördüklerim ve yaşadıklarımla, değiştim, yeniden doğdum. 2012, Nisan DAFNA BICACI


No comments:

YAZARLIK EĞİTİMİ BAŞLIYOR

KİLERCİBAŞI lİONS MERKEZİ GELECEĞİN YAZARLARI FARKINDALIK EĞİTİMİ KİTABINA GİDEN YOL. KALEM TUTAN ELLERİ DÜŞÜNEN BEYİNLERİ FARKLILIK ATÖLYES...