Thursday, May 19, 2022

 

 

                                             ORTA AVRUPADA 10 GÜN

Gezdiğimiz yerler, mekan öyküleri yiyip içtiklerimiz ve duygularımız.

                                            OTEL:AC HOTEL BRATİSLAVA 1.2. gün

       UÇAK:07:15-08:10 Business Bilet Budapeste Ferenc Liszt International Airport’a indik.

Budapeşte- BRATİSLAVA

 Önce Bratislava’daki otele yerleşmeyip Budapeşte içinde dolaşmayı uygun bulduk. Tekne turuyla Tuna nehri boyunca gidebilirdik. Saat11 diye sunulan turu seçtik. SİLVERLİNE tekneye 3 kişi için 9600 Macar Fronti ödedik.   Danube nehri üzerinde Yani Tuna nehrinde  tekne turumuzu yaptık.Tekne çok kalabalık değildi fiyatı da uygundu, (diğer teknelere göre) 1.5 saatlik bir tur seçmiştik. Bütün nehri gezdik.Teknede kahve türü bir şeyler içtik. Henüz acıkmamıştık.  Güzel binalarını konumunu defalarca fotoğrafladık.  Bu bize zaman kazandırdı.  Hedefimizde yemek olarak:Gulaş çorbası, et yemekleri, hamur işi, sebze yemekleri vardı. İçinden seçim yaptığımızda

 Gitmek istediğimiz dünya çapında bir lokanta ve pastanesi olan GERBEAUD  bizim icin iyi bir seçimdi. Tam meydanda ve çok güzel bir dekoru vardı. Gulyasleves çorbası içtik. Yani Gulaş desem daha kolay anlaşılır. Sunum çok güzeldi. Restaurantı da cafenin alt katındaydı. Dekoru çok güzeldi. 57 Euro lık bir ziyafet. Litrum Tarta ve Macaron aztivas ve Macaron Kave ile yemeğimizi tamamladık.  Vörösmarty Meydanı'nda bulunan, pastane pastaları ve kahveleri ile ünlü eski bir kafedir. Avrupa'nın en büyük ve en geleneksel kafelerinden biridir.

 Henrik Kugler kuedu. Pastane Vörösmarty Meydanı'ndaki şimdiki yerine 1870 yılından bı yana o meydanda hizmet veriyor. taşımıştır. Habsburg kraliyet ailesi üyeleri dahil olmak üzere zamanın bütün önde gelen kimselerinin geldiği bir yerdi. Emile Gerbeaud 1883'te satın aldı.

Ünlü devlet adamı Ferenc Deák ve besteci Ferenc Liszt gibi ünlü kişiliklerin buluşma noktası haline Yüzyılın sonunda kafe, çoğu Budapeşte'ye orada çalışmak için gelmiş olan 150 çalışanı olan bir yer haline geldi.[2] 

Emil Gerbedaud'un 1919'da ölümünden sonra kafeyi eşi işletmiştir. 1940'ta onun da ölümünden sonra işi devralan damatları ise ülkeyi 1945'te terk etmiştir.[3] Komünist dönemde devlet mülkiyetine geçen kafe Vörösmarty Kafe adını aldı.[3] II. Dünya Savaşı'ndan sonra Budapeşte'nin en seçkin kafesi olmayı sürdürdü. 1984'te Gerbeaud ailesi kafeyi geri almayı başarmış ve orijinal ismine dönülmüştür.[3]

 Özellikle benim ayaklarımda problem olduğu için tekerlekli bir sandalye getirmiştik. Lazım olduğu anda kullanabilecektik. Etrafı dolaştık.  Bütün meydanı dolaştık. Bratislava’daki otelimize yerleşmek üzere Budapeşte’den  yola çıktık.

      Otelimiz Marriat zincirinden AC oteldi. Otel odamız zevkimize uygundu. Bizim için özel bir meyva sepeti hazırlamışlardı. Odada çok rahat ettik.

*Central Bazar-Mitellicova

*Old Town-Market Nam gezmeyi düşünüyorduk. Ama buna imkanımız yoktu. Ertesi gün programda Viyana vardı.

1.       GÜN 8/MAYIS  PAZAR

VİYANA gezimiz çok fazla bir şey bulamayacağız düşüncesiyle başladı. Daha gezimizin başında adeta bizi şehir büyüledi. Meydana çıktık. Her güzellik ayağımızın altındaydı. Bizi şaşırttı. Hangisinden yararlanacağımıza karar vermek zor oldu.  Gezmeye başladık.

  Sisi Sarayı *Stewan Zweik evini bulamasak da yasadığı yerlerde dolaştık. Viyana sarayların olduğu meydan bizi sanata doyurdu. O kadar güzeldi ki.

Ulusal Kütüphane gezdiğim en güzel kütüphanelerden biriydi. Okuma alanları ve kütüphanenin büyüklüğü, duvarlar dolaplar tavan hepsi birbirinden güzeldi. (Hofburg Sarayı içindeki kütüphaneyi gezdik bahçesinde dolaştık. Her yazarın görmesi gereken bir kütüphane.  Giriş 3 Euro- Akşam 9a kadar açık)

Sonrasında botanık bahcesini gezdik. Kelebekler, bitkiler, ciceklerin bitkilerin düzeni harikaydı.

 Seinoren için yapılan indirimle kişi başı 6 euro’ya girdik.

Meydandaki dolaşmamız bitmemişti. Faytoncuları, atları izlemek çok eğlenceliydi. Kemik evine girmek isyedik ama ben cesaret edemedim. Korktum diyemem. Klisenin etrafında dolaştık. Kapısını bulmaya çalışırken vazgeçtim.

Çok acıkmıştık. İyi bir yerde snitzel yemeden olmazdı.   

YEMEK-Sacher Torte turta tatlı-Et yemekleri- kahve dolaştıkça tadına baktığımız tatlılar, kahveler ve tabi sinitzel   Yemek için Figlmüller Restaurant tercihimiz oldu. Orada WIENER SCHNITZEL 22.50 EURO YA Vegan olanını 16.50 euro’ya yedik. TAFELSPITZ 22.90 ve Nefis salata ERD.VOGERLsalat 5.50  toplam,73.40 Euro odedik.

Sonraki duragımız dünyaca unlu Sacher pastanesi oldu. Yıllardır ayni kalitede devam eden pastalarıyla dekoruyla çok güzeldi. Viyana’da Philharmonikerstr Caddesi 4 pastanesinin üst katı otel olarak kullanılıyor.Pastane cok güzel. Dekor zevkliydi. Inanılır gibi degil. SACHER _TORTE tadına baktık. APFELSTRUDEL ve BRAUNER Bize 41.50 Euroya mal oldu.

  • 5adetyumurta
  • 100gramtereyağı
  • 150grambitter çikolata
  • 80gramtoz şeker
  • 1paketvanilin
  • 110gramun
  • 110grampudra şekeri

Marmelatı için:

  • 500gramkayısı
  • 3adetkayısı çekirdeği
  • 1/2su bardağısu
  • 1su bardağıtoz şeker

Ganaj için:

  • 200gramtoz şeker
  • 125ml.su
  • 150grambitter çikolata

Sacher Pasta Tarifi Nasıl Yapılır?

1.      Kek yapımına başlamadan önce yumurtaların sarısını ve beyazını ayırın, tereyağını oda sıcaklığında yumuşatın, çikolatayı da benmaride eritin.

2.      Tereyağı ve şekeri krema kıvamına gelene kadar çırpın. Karışıma yumurta sarılarını teker teker ekleyin. Erimiş çikolatayı da karışıma ekledikten sonra vanilin ve unu eleyerek üç defada ekleyin.

3.      Yumurta beyazlarını ayrı bir kapta köpürtün ve pudra şekerini azar azar ekleyerek sert ve parlak bir kıvam alana kadar çırpın.

4.      Çikolatalı karışıma beyaz karışımın üçte birini iyice yedirin. Kalan kısmı spatula yardımı ile içindeki havayı koruyarak nazikçe homojen hale getirin. Karışımı yağlanıp unlanmış 20 santimetre boyundaki kelepçeli kalıba aktarın. 175 derecelik sıcak fırında yaklaşık 45-50 dk pişirin.

5.      Kayısıların etli kısımlarını, çekirdekleri ve suyu kısık ateşte yumuşayana kadar pişirin. Son aşamada şekeri ekleyin ve koyulaşana kadar pişirin. Pişen karışımı blenderden geçirip süzün.

6.      Kek oda sıcaklığına gelip soğuduktan sonra üstünü bıçak yardımı ile düzeltip iki eşit parçaya bölün.

7.      Marmeladı kekin ortasına daha bol olacak şekilde sürün ve iki parçayı tekrar birleştirin. Kekin dışına da marmelat sürüp kendini çekmesi için dolapta dinlendirin.

8.      Marmelat kekin üzerinde hafifçe kuruyunca ganajı hazırlayabilirsiniz.

9.      Şeker ve suyu koyu bir kıvam alana kadar yaklaşık 10 dakika kaynatın. Sıcak şerbeti çikolatanın üstüne döküp topak kalmayana kadar karıştırın. Sıcak ganajı soğuk pastanın üstüne yayın ve tekrar sertleşmesi için en az bir saat buzdolabında bekletin.

10.    Çikolata sertleştikten sonra pastayı servis edene kadar buzdolabında saklayabilirsiniz. Dilerseniz servis esansında çırpılmış krema da kullanabilirsiniz. Afiyet olsun.

Aksam yine Bratislava’daki otelimize döndük. Çok yorulmuştuk. Sabah programını yapıp uyuduk.

                                          

 9/MAYIS PAZARTESİ

Sabah uyandığımızda yağmur yağıyordu. Yakında güzel bir oyuncak magazası vardı. Kerem için oyuncaklar alınmak üzere Hamit ile Evren gittiler. Ben otelin lobisinde oturdum. Evren’in arkadaşı Deniz ile buluştuk. Otele geldi. Beraberce bir kafeteryaya gittik. Kafede özel kahve ikram etti, biraz sohbet ettik. Bratislava’daki hayatı öğrendik. Kızıyla tanıştık. Çok tatlı bir çocuk. Türkçe konuşabiliyordu. Bratislava Slovakya’nın başkenti. Tuna Nehri kıyısında küçük bir şehir.

 Sonra yola çıktık.

PRAG GİDİLECEK.Prag’dayız REPUBLIQ HOTEL

328 KM-3.5 Saat

Ulaştığımızda otele hemen  gitmeye karar verdik.  Otele yerleştik.

Shell istasyonundaki marketten tadımlık bir şeyler aldık. Bütün gideceğimiz yerler otele  2-3 Km uzakta. Yemek için KANTYNA lokantasını sectik. Güzel et yemekleri yedik. Oldukça güzeldi.

 Otelimiz eski bir bina. Ev havasında. Sehrin merkezine cok yakın. Odalarımız çok geniş. Prag yollarından dolayı tekerlekli sandalye ile biraz zorluk çektik. Hafif yokuş vardı. Biz arabasız çıktık. Charles Köprüsü 3km Çok güzeldi. Baştan sona köprüyü yürüdük.  Günbatımı izledik superdi.

Astronomik Saat 2-3 Km Prazsky Orloj enfazla ilgimizi çeken meydan oldu. Her özelliğini inceledik. Bir kez de olsa gidip görülebilir.

*Charles Köprüsü Günbatımı izlediğimiz köprüdeydi. Osmanlı Heykeli en son heykellerden birinin en altında üstünde halk vardı. Bıyıklı bir adam niye vahşi? Sanırım bir yorum getirilmiş.

Bunların hepsini yapabilmek inanılmazdı. Oldukça zaman kazandık. Dlaşırken  Dm mağazasına girip makyaj malzeleri aldım. Kendime de parfüm. Nehrin kenarında bir yürüyüş yaptık. 

HALSTATT

Hallstat

Göl kenarında tam anlatılan gibi bir kasaba ama biz o kadar güzel göller ve kasabalar gördük ki Hallstat bile sönük kaldı. Dolaştık gezdik. Avusturyalıların düzenini orada da görduk. Evleri ve gölü seyrettik çok güzel, aradığımız yeşil ve mavi orada da vardı. Tuz Madenleri turistleri kabul ediyordu. Ama kapanmıştı. Gittiğimizde kapanmıştı. Ama fotoğraf aldık. Çıkış yollarını, gördük.

GILGEN KÖYÜ yol üzerinde çok güzel bir köydü. İyi ki uğradık gezdik.

 

             

                 Mayısın 10. Günü

SALZBURG İÇİN YOLA ÇIKMADAN ÖNCE PRAG’da bir kez daha dolaştık.

Otelden arabasız çıktık.  

Eşim ve oğlum  PRİMARK mağazasından alışveriş ettiler. Tişort gibi şeyler aldılar. Oldukça fiyatlar uygundu.  Tekrar köprüye geldik  Kafka otelimize 3Km uzakta müzesini gezdim. Müze çok karanlık ve sıkıcı.  Bes dakikada gezdim çıktım. Bahcesinde işiyen adam heykeli var.

Hemen hemen heryeri gördük. Biz müzede beklerken Evren arabayı almaya gitti.

 Pragdan çıkarken; *Dancing House-şehirden cıkarken gördük.  Ziyaret edecektik ama bulunduğumuz yere ters düşüyordu. Gitmek istememiştik. Yola çıktığımızda Vita’va nehri üzerindeki köprülerden birini geçerken karşımıza çıktı. Arabadan fotograf cektim, fotoğraflarda  daha görkemliydi. Baktığınızda bir şey vermiyor. Belki bina tasarımcıları  ilginç olabilir.

Salzburg’a hareket ettik. 3 Saatlik bir yolumuz vardı.

 

YOL ÜZERİNDE CESKY KRUMLOV KASABASI/YOL ÜZERİNDE Orta Çağdan kalma eski düzenli bir kasabaydı. Kasabaya uğradık. Çok hoşumuza gitti. O kadar güzeldi ki. Kasabanın içinde dolaştık. Yolları caddeleri huzurluydu. Tek tük kasabalılarla karşılaştık. Böyle bir kasabayı kesfettiğimiz için çok mutlu olduk.

 

                Salzburg’a saat 11.00 gibi ulaştık. Yollar çok güzeldi. Avusturya sınırlarına girdiğimiz anda yolların, evlerin düzenine hayran kaldık. Odunları bile özenle yerleştirmişlerdi. Yol kenarlarındaki çimler bile özenle kesilmişti. Sehre bu duygular içinde girdik.

               MIRABELL CONGRES GARAGE /Otaparka arabamızı bıraktık.  1 EURO ödediğimiz parktan çıkıp Mirabell bahçelerine yürüdük.  Bahçeyi baştan sona gezdik.  İçinde bir bina vardı. O             

Getreidegasse Street’de yürüdük. Salzburg’un  alışveriş caddesi. 

MAKARTSTEG KÖPRÜSÜN’den geçtik. Köprünün etrafı kilitlerle doluydu.   Geç saatlere kadar sokaklarda dolaştık. Otele yerleşmek için geç döndük. Geç döndük. 

YEMEK;Bosna Sandwic seklinde dana veya hindi etli. Kek tipi tatlılar önerilmişti.

               Akşam saatinde otele geldik. Ormanın içinde bir oteldi.

Otel kapılarını kapatmıstı. Rezervasyonu erken kapatıyorlarmış sorun değil dediler. Odamıza yerleştik. Mütevazi bir oteldi. Bizim aradığımız lüks değildi. Yeşil ve temiz hava. Alp dağlarının uzaktan görmek çok keyifliydi. Biz eteklerinden yukarılara çıkmıştık. Güzel bir uyku çektik.

 Sabah uyandığımızda kendimizi çok güzel bir havanın içinde bulduk. Kahvaltımızı ettik. Otelden çıkıp bir kaç adım yürüyünce deliler gibi akan bir suyun kenarındaydık. İnanılmaz güzeldi. KONIGSSEECHE NEHRİ çok güzel. Aklımızda orada o suda kaldı. Gerilimimiz dağıldı gitti. 3 yıldızlı bir otel. İki gece kalmak iyi gelecekti. O günü Salzburg’da geçirecektik.   O gün Salzburga indik. Zaten otelimiz Salzburg’a çok yakındı.

 11/MAYIS ÇARŞAMBA

SALZBURG’DA ikinci günümüz.

Alp Dağlarına çıkmak istediğimiz söyledik bizim hesabımıza göre yolumuzu 1.5 saat uzatacaktı. Evren yine bize bir sürpriz yaptı. Oteldekilerden aldığı bilgiyle bize zaman kazandırdı. Kısa bir yolla Alplere tırmanabilecektik. Hayatımızın en keyifli yolculuklarından birini yaptık. Dağlarla iç içe olmak, uçan helikopterlerden daha yüksekte olmak inanılmaz bir duyguydu. Oradaki doğa bizi büyüledi. Kendimizi çok iyi hissettik. 

 WUD HOTEL 6.7. GÜN Kalacağımız Oteldi.

                    12/MAYIS PERŞEMBE

Avusturya’da alışveriş merkezine girdik. Outlet Salzburg Tamaris magazasından alışveriş ettik. Fiyatlar diğer yerlere göre uygundu.  Calısan Hanım Azeri Türkçesi konuşuyordu. Ugramak isterseniz İsmi Ekrem olan hanımın mağaza adresi; Outlet Salzburg Kasernenstr.1 AT-5073Wals-Himmelreich

Salzburgtan ayrıldık. LJUBLİJANA gitmak üzere yola çıktık.

BLED görmek için heyecanlandığımız yerlerdendi. Göl çok güzeldi etrafında yürüyüş yolları vardı.  VİLLACH şehrine uğramaya karar verdik. Çok yakınımızdaydı.   Çarşısı güzeldi. Uzun bir caddeyi boydan boya yürüdük. Bir kafeye girdik. Köprüye kadar gelmiştik. Ben köprüye yürümedim ama o kadar da akan su zevk vermemişti.  Çok bir şey bulamadık. KUNDENBELEG CAFE RESTAURANT Goldens Lamn de kahve içtik.  Yolda gezerek farklı göllere uğrayarak yolumuza devam ettik.

 LJUBLİJANA ulaştık.

Salzburg ile arası 287 Km 3 Saatlik bir yol. Ama biz gezerek geldiğimiz için saat gecikti.

 Slovenya ülkesinin Gorenjska bölgesinde yer alan Bled Gölü, özellikle görmek istediğimiz bir yerdi.  Ljubljana Slovenya’nın başkenti.  Bled Gölü,Avusturya’nın güney kesiminde kalıyor. Eşsiz güzellikleriyle doğanın içinde hayranlıkla izlenecek bir göl. Gölün bütün etrafını dolaşabilirsiniz. Canlılık var. Çok beğendik. Vaktimiz olduğu kadar yürüdük, izledik fotoğraf çektik.

 Yolumuza devam etmek zorundaydık. Yolda gördüğümüz gezdiğimiz güzelliklerin sarhoşluğu içindeydik.

            Otelimiz yepyeni bir oteldi. Klima çalışmıyor internet yok. Günümüz kötü başlayacak gibi göründü. Esyalarımızı bıraktık sehri dolaşmaya çıktık. Wud otelde iki gece konaklayacağız.

Ejderha Köprüsü gezinti yerlerimizden biri oldu.  O civarda dolastık.

3.GÜN 13/MAYIS CUMA

En hareketli günlerimizden biri oldu.

 

Öğle saatlerinde RİJEKA’ya geldik. Her orta Avrupa şehri gibi oda su kenarında kurulmuştu.  ve sürpriz olarak. Sınır gecmek istememiştik seyahat öncesi, Evren zamanı iyi planlayınca bol vaktimiz Kaldı. Kendimizi Rijeka’da bulduk. Çok kalabalık bir otaparkı vardı. Arabamızı park ettikten sonra yolun karşısına gectik. Orada bir kafeye oturduk. Bilmediğimiz bir dille kafedekilerle dostluk kurduk. Bizimle konuşmak isteyen yaşlılardı. Oradan biraz yürümek istedik. Önce meydana çıktık. Meydanda yürüdük. Bir açık pazara düştü yolumuz. Sahilde bir kafede oturup kahvemizi içtik. Biz Kafede bekledik, Evren arabasını alıp geldi. Ben markete girdim makyaj malzemesi parfüm aldım. Parfüm fiyatları diğer ülkelere göre ucuzdu. Dikkatinizi çekmek isterim.

İtalya’ya çok yaklaşmıştık. Oradan Trieste’ye gectik. Trieste çıktı karşımıza. Herşey italya’da çok güzeldi. Sahilde dolaştık. Yemek yemeğe karar verdik, restaurant saat 19:30 da acilacakmış. BİANCO bir pizza restaurant. Sayılı müşterisi var. Bazı Restaurantlar rezervasyonlu çalışıyor ve geç açılıyor bizim gideceğimiz yemek yeri de böyleydi. Pizza yiyecektik. Yakındaki bir kafede bekledik. Ancak bir saatliğine rezervasyon yapabildiler. Biz de bir saatte yemeğimizi yer çıkarız dedik.  Beklerken dolaşmaya başladık.  Bütün sokakları dolaştık.

Akşam üzeri otelimize döndük. Klimalar tamir edilmiş, internet gelmişti. Keyifli bir uyku çektik.

         WALZER HOTEL

  14/MAYIS CUMARTESİ 462KM 5 Saat Yol

Sabah kahvaltımızı edip yola çıktık.

 Maribor’a uğradık. Biz Maribor’u beğenmedik, ama dolaşmış olduk.  

Yürüyerek Gezdik.

Budapeşte için hareket ettik. Otelimize gelip yerleşmek istedik. Otelimiz çok tepelerdeydi. Eşyalarımızı bırakıp merkeze indik. 

BUDAPESTE’DE Mamut alışveriş merkezine girdik. Bir şeyler alabildik. Biraz yoruldum meydana bakan kapısına oturup; Hamit ile Evren’in gelmesini bekledim.Miniso Lifestyl magazasından bir şeyler aldım.

Yemek için Evren’in bildiği bir restaurantı bulmak için yola çıktık. Ulaştık, ama düğün vardı. Sonrasında son derece guzel bir müzeler meydanına geldik. Bariyerden geçip girdik. Hungarian mutfagını denemek iyi olacaktı. Gulyas corbası içtik. 2 Kase birtane Feher spargeveloute istedik.Csieke supreme tarhonya sectik,Szalontude ve Ropogos kremes geldi hepsine 23461 Ft yani 70 Euro ödedik. Çok güzel bir ortamdı. İyi bir yemek yedik.

OTELİMİZE DÖNDÜK SEYAHATİMİZ SONUÇLANMIŞTI.

DÖNÜŞ- UÇAK  09:00-12:10

                            

 

YAZARLIK EĞİTİMİ BAŞLIYOR

KİLERCİBAŞI lİONS MERKEZİ GELECEĞİN YAZARLARI FARKINDALIK EĞİTİMİ KİTABINA GİDEN YOL. KALEM TUTAN ELLERİ DÜŞÜNEN BEYİNLERİ FARKLILIK ATÖLYES...