ÇOCUK EDEBİYATI ve YETİŞKİN EDEBİYATI üzerine bir kaç söz
1- Yetiskin Edebiyatiyla kiyaslama;
Yetiskinlere yazarken romanin kahramanlarindan birini secer romanci veya oykucu. Bence bu bir yazma kolayligi gibi benimseniyor. Ucuncu bir sahsin yani oykucunun ya da anlaticinin agzindan yazarken ancak, cok dikkatli olmak zorundadir. Bilgin Adali'nin dedigi gibi o zaman TANRI anlatici oluyor. Yetiskine yazan Tanri anlaticiyi sectiyse anlatim bozukluklari ve hata yapamaz. Roman kahramani anlatici oldugu zaman hatalar kabul edilebilir.
Gelelim cocuklara yazana, o Tanri anlatici da secse, kahramanin agzindan da anlatsa anlatimini cok dikkat etmek zorunda.Yaptigi yazim yanlislarini romani anlatana yukleme sansi hic yoktur. Okuyucu cocuktur.
Yetiskin EDEBIYATINDA bunu yapsa sorun olmaz. Ama Cocuklara yazarken dil ve yazim yanlislari ciddi tehlikeler olusturur, okuyucuyu metinden uzaklastirir.
Gencler uzun betimlemelerden cok yorulduklarini acikliyorlar. Ille de betimleme yapmak sart degil. Dunya romanciliginda betimlemeler gittikce kisaldi. Bizler ozellikle cocuklara yazanlar, caga ayak uydurmak zorundayiz. Yetiskin EDEBIYATCISI CEZMI Ersoz gibi yazabilir. Okuma bir secimdir. Ama COCUKlar icin yazdigimizda CEZMİ ERSOZ gibi bu benim dunyam deyip cok rahat olamayiz, yazamayiz.
Onlarin umuda ihtiyaclari var. Kaybedilen bulunmali, ya da yerine baska bir sey konulmali. Yasam zor olabilir... Ama yasanir gorunmeli. Yetiskin cozumunu kendisi uretebilir.
2-Sanatci onde olandir, sozunu ben soyle algiliyorum; toplumdan once dusunur. “Yazar; gorur, hisseder, yasar,dusunur kagida doker. Okuyucu okur, hisseder, dusunur, yasaminda uygular. F.Tosyali”
Bir adam var,topluma surekli bakıyor, gozluyor... O kim biziz iste. Oburleri bir kosusturma icinde baslarina ne geleceginin daha gec farkina varabilirler. Bu soz bir cok olayda kanitlanabilir. Yazar guvenlik gorevlisi gibi uyanik olmali. Siz de kendi yasaminizda onderlik ettiginiz bazi olaylara bakin cok once yazmissinizdir. Yazar dusunerek de bulabilir gelecegi. Notlarinda birikir, sekillenir.
Ornegin siddet; ekteki foto bir basindan imza gunumdeki cocuklarla etkinligimiz. “Siddet iceren yayinlara hayir!” Yil 1996 12 yil once o cocuklar simdi 20 yasinda. Kimbilir sizler de ne ornekler var.
3-Okuyucu zaten okuyarak yeni tatlari alarak gelisir. Bunlari kendimizde de gozleyebiliriz. Yeni bir bakis yeni bir dusunce en guzel okuyarak, dusunerek uygulayarak ortaya cikar. Yazar tabi ki yeni bir bakis acisi getirir. Bence yazarligin en onemli ozelliklerinden biridir. Bu bakis acisini duygularla harman eder. Empoze eder. Yoksa turban ve gericilik bu kadar cocuk kitaplarina girer miydi?
4- Bazi cocuk yazarlarinin anlatiminda yapiveriyor, ediveriyor gibi sozcuklari kullanarak olay kucultulmeye calişsiliyor. Bu cumleler COCUK EDEBIYATINA katki yerine zarar veriyor. Cocuk kitaplarindaki sanatsalligi Bozuyor. Yazar tanri bir anlatici secmisse, her seyi bilen... Asla bu sekilde sozcukleri buyukler icin yazdigi kştaplarda da kullanmamali.
Cocuk kitabinda kullanmak istiyorsa vazgecsin. Yapmak istedigi kucultmeyi sozcukleriyle yapmali. Geliverdi, tutuverdi sozcukleri yumusatmiyor sadece bozuyor. Guclu kalemi olan bir yazar arkadasimin bu sekilde bir anlatimi secmesi beni cok yordu, metinden uzaklastirdi.
5- Bence Salah Birsel’in dedigi gibi siir maydonoz degildir, dogrudur; ama yazarin sectigi sozcukler anlatim maydonoz tadinda olmali, konudaki lezzeti ortaya cikarmali. Iste o zamn da yazarin kaleminden dokulen ozellikleri maydonuzdan baska bir sey degildir. Yoksa yazilanlar hep ayni seyler. Cizileler de ayni. Konularimiz ortak arkadaslar. Ille de ozgun olacagim diye ozel bir seyler aramak cok da dogru degildir. Olani yaz, sorunu coz ama maydonoz kokusu ve lezzeti ver hedefine ulasirsin. Yenilikler zaten teknik dergilerde,FOCUS da var.
No comments:
Post a Comment