Monday, September 07, 2015


                                              Ekzotik Meyveleri Deneyin

                    Uzak ülkelere yaz nedeniyle seyahatler başladı. Çoğu zaman yemekler yabancı gelse de meyveler ağız tadımıza uygun olabilir. Hangi meyve ağaz tadımıza uygun bilmek o kadar da kolay değildir.  Bazen hiç tadına bakmadan ülkemize dönebiliyoruz.  Asya ülkelerine, Afrika’ya, belki de Hindistan’a, Meksika’ya, ya da  Amerika’ya yolcususunuz. Bu ülkelerde kolaylıkla bulabileceğiniz ve severek yiyeceğiniz bir kaç ekzotik meyvadan söz etmek istiyorum. Yüz elli yıldır dünyada bilinen bu meyvalar adeta gençlik aşısı yapıyor, bedeni güçlendiriyor.

                   İlk kez Yunanistan’a gittiğimde tatmıştım kiviyi sevmemiştim bile diyebilirim. Öyle bir an geldi ki kivi ağaçları boy gösterdi ülkemizde.   Kivili kekler pastalar yapmaya, çocuklarımızın beslenme çantasına koymaya başladık.

              Beni görünüşüyle korkutan, lezzetiyle en mutlu eden meyvelerden biri;  “Jack Fruit” O kadar büyük bir meyvaki,  bir gün alıp da evime getireceğim hiç aklıma gelmezdi. Taşımak ve onu yüklenip gelmek çok zordu. Şu ana kadar gördüğüm ağaçta yetişen en büyük meyvelerden biri. Ona sihirli meyva da diyebilirsiniz.  Dışında çok sert görünen meşe kozalağına benzeyen yemyeşil dikenimsi bir kabuğu var, ama  karpuzdan daha kolay kesiliyor. Kesilerek satılmak zorunda. Meyveleri o kabuğun içinde sıralanmış. Kabak çiçeği büyüklüğünde ve rengindeki  dilimlerin içi dolu ve sert. Her birinin içinde ayrıca kendi çekirdeği de var.  İnanıyorum ki, kutulara dizdiğimiz çikolataları onun dizilişinden örnek alarak dizmiş olabiliriz. İnanımaz güzel bir dekor var kesildiğinde. Çikolataların arasına konan kağıt yerine, incecik mısır püskülü gibi yaprak dilimleriyle kapatılmış sert meyve çiçekleri saklanmış...  O çiçekler elma kadar sert.  Her örtünün altından bir sıra o lezzetli meyve çıkıyor. Kavun, belki muz belki de çok daha lezzetli bir meyve tadında, aroması çok yüksek Jack Fruit meyvesinin. Dayanma süresi çok uzun. Kansere karşı koruyucu etkisi var. Demir bakımından son derece zengin. B vitamini yüklü. Şekeri yüksek olsa da tansiyonu ayarlama özelliği  tercih edilmesinin nedeni.  Bir an önce ülkemize gelse de onu da karpuz gibi her yerde görebilsek, bol bol yiyebilsek.

        Yami” Bizim yediğimiz tatlı patateslere benzeyen bir meyve. Yamiyi aslında ben tatlı kabak tadında buluyorum. Piştikten sonra rengi tamamen turuncuya dönüşüyor.  Fırında pişirip, suda kaynatabiliyorsunuz, kabuğunu patates gibi soyup, ya keserek ya da ezerek yiyebilirsiniz.  Son derece lifli bir meyve. Yaminin üzerine ceviz koyarak yiyorsunuz. Öyle güzel bir tadı var ki, kabak gibi şeker eklemenize gerek de yok, kendi tadı içinde, yani şekersiz yeniyor. Bazen kabak gibi ezdiğinizde; ceviz, kuru üzüm ve elma parçaları karıştırabiliyorsunuz.  Onu hamburgerin, yemeklerin yanına kızartarak veren lokantalar da var.  Yami de, o bol vitaminli meyvalardan, ağız tadımıza çok uygun. Yamili bir menü seçebilirsiniz.

      Guava” ağaçta yetişen bir meyva. İçi çekirdekli.  Diğer meyveler kadar lezzetli bulmasam da alıştıktan sonra onu çok ararsınız. Hele bir de yararlarını öğrenirseniz mutlaka seversiniz. Vitamin bakımından son derece zengin. Reçeli, tatlısı, marmelatı, meyva suyu herşeyi var bu meyvanın. Her markette bulunabilen bir meyve.  A Vitamini bakımından son derece zengin olan guavada bol miktarda C vitamini de var.                    

           Tamarint” Baktıgınız zaman kupkuru bir kabuğu var, keçiboynuzu büyüklüğünde. İçini açıyorsunuz, o kabuğu çıkarıyorsunuz, içinden nefis tadı olan meyvesi çıkıyor. Çekirdeklerini çıkarıp yapışkan meyvesini yiyorsunuz.  Biraz yapışkan, ama yapışkanı bulaşıcı değil, kolaylıkla temizleniyor.  Çok güzel pestillerini paket içinde marketlerde bulabilirsiniz.   Tatlılarınızda o pestilleri kullanabilirsiniz.
               Yolculuğunuz bu kıtalardan birineyse mutlaka tadıp gelmelisiniz


                                          Çocuklar Bazen

                     Anne Babadan Ayrılmalı    

             Çocuklar evimizin neşesidir. Biz onların dünyalarını genişlettikçe onların neşesi artar.  Küçük yaşta tecrübeler yaşamaları çocuklarımızı geleceğe hazırlar. Dünyanın en uzun okul süresini geçiren çocuklarımızı yaz aylarında tabi ki dinlendirmeliyiz. Ama ders süresinin uzunluğu kadar tatil  süresinin uzunluğu da var. Tatile alışmaları kolay değildir. Okullar açılınca da okula alışması uzun bir zaman alıyor. Bir de önümüze tatil nasıl geçirmesi gerektiği ile ilgili bir sorun çıkıyor. Çocuklar çocuklarla beraber eğlenirler. Ufukları da ancak yeni arkadaşlarla açılır. Çocuklara en iyi nasıl tatil geçirtebiliriz diyenler ortaya yapmak istediklerini koymaya başladılar. Bence en güzeli çocuk kampları. Çocuklarımızı kamplara yönlendirmeliyiz. Tabi ki kamp seçerken onların kararları önemli, ama uzun bir tatil olduğuna göre seçilen kamp çocuğumuza fayda sağlamalı. Çocuğumuza faydalı olacak deneyimler kazandırmalı. Sosyal etkinliklerle kişisel gelişime katkı sağlayacak kamplar tercih edilmeli. Çocuğumuzun her anının değerlendiğinden  emin olmalıyız.  Bütün gün ayni şeyleri yapması imkansız olduğuna göre farklı etkinliklerle el becerilerini geliştirici programlar çocukların ilgisini çeker, gelişimini sağlar.

               Çocuğunuzu yedi yaşından itibaren kampa gönderebilirsiniz. Çocuğunuzu böyle bir ayrılığa hazırlayacak olan da sizsiniz. Bazen onlara kıyamazsınız, büyümelerine izin vermezsiniz, ama hayat onlara dersini yumuşak bir şekilde vermeyebilir. Kamp hakkında bazı şeyler de çocuğun keşfetmesi için sürpriz olarak bırakılmalı. Güneşten ve denizden yararlanabileceği ortamlar sağlıklı olur.

                                         Kampın Çocuklara Yararı

 
 

                  Kamp içinde kendine ve başkalarına saygı duymayı öğrenir, yetenek geliştiren etkinliklerle kendini keşfeder, bu da çocuğun kendine olan güvenini arttırır. Ana babasına anlatacağı onlarsız br yaşamı olur. Kampta yaşadıklarını bazen yazarak bazen de anlatarak iletişim kuracağı anılarının önemini anlar. Kısa sürede arkadaş kazanmayı, arkadaşlarıyla geçinmeyi, anlamayı öğrenir. Hepsinden önemlisi eli ayağı siz olmazsınız. Kendi kendine kalmayı, kendiyle uğraşmayı öğrenir. Çocuklarınız okula gidiyor, belki siz bunu ayrılık kabul ediyorsunuz, ama br geceyi sizden ayrı geçirmesini belki de hayal bile edemiyorsunuz. Bırakın çocuğunuz kampa gitsin yetenekleri keşfedilsin, siz kendinizi denemiş olun. Ona fırsat verin ayrılığı ve gerçek özlemi yaşasın.  Bazen çocuğunuzu bu tip bir kampa göndermekle siz kendinizi de geleceğe hazırlrarsınız.  İçinde bulunduğumuz aylar, araştırmak ve çocuğunuzun yaz programını yapmak için geç sayılmaz. Sizin çocuğunuz 21.yüzyılda yaşayacak. Dünyayı bir düşünün şu anda yaşadığınız dünya sizin otuz sene önce yaşadığınız dünya mı? Bu çocukların nineleri dedeleri sokaklarda koşturdu, sizler ev gezmeleriyle belki bahçelerde büyüdünüz, ama çağın çocukları ekran başında en eğlenceli saatler geçirdiklerini düşünerek yaşamlarına devam ediyorlar. Onlara yeşilin bir çok rengi olduğunu, birinin diğerine benzemediğini anlayacak ortamlar yaratın.  Çocuğunuzu seviyorsanız yükleyin sırt çantasını yola çıksın.  Onun bir otuz sene sonrasını düşünün size bağımlı olmasıyla yaşamında acaba neler kaybeder. Şimdi sizin bunları düşünme zamanınız. Ona yeteneğini geliştirebileceği bir kampı seçn.. Kamp süresi iki haftayı geçmemeli. Bir hafta azdır, ama on gün bir çocuk için yeterlidir. Çocuğunuzu kampa kaydederken kamp programını isteyin ve tek tek inceleyin. Güvendiğiniz ve gönlünüzün istediği etkinliklerin olduğu  bir kampı bulmak hiç de zor olmayacaktır. Internete girip inceleme yaptığınızda bir kaç mailleşmeyle bütün bilgileri alabilirsiniz. Yüzme bilmiyorsa yüzme öğrenebilir, kitap okumayı sevmiyorsa sevebilir, yazmak onun tutkusu olabilir, resim yapmak, çizgi roman hazırlamak ya da fotoğraf çekmek ona mutluluk verebilir. İstediğiniz neyse bunu arama motorlarıa yazarak o özellikleri taşıyan kampa daha rahat ulaşabilirsiniz. Küçük yazarlar, çizerler benzer kamplarda aldıkları eğitimlerle yetenekleriyle güven kazandılar.    

YAZARLIK EĞİTİMİ BAŞLIYOR

KİLERCİBAŞI lİONS MERKEZİ GELECEĞİN YAZARLARI FARKINDALIK EĞİTİMİ KİTABINA GİDEN YOL. KALEM TUTAN ELLERİ DÜŞÜNEN BEYİNLERİ FARKLILIK ATÖLYES...