Tuesday, August 26, 2008

ANADOLU YAKASI
İSTANBUL SEMTLERİ
Kadıköy:Fenikeliler (Tyrienler) bir şehir kurmuş, buraya 'Yenişehir' anlamına gelen Chalkedon demişlerdir. Bunlar Sur şehrinden geldi. İstanbul Türkler tarafından alınınca Kadıköy, Fatih'in ilk kadısı olan Hıdır Bey'e makam ödeneği karşılığı verildi. Eski adı Kadıköy olarak söylenip, günümüze kadar geldi.
Pendik: Etrafı surlarla çevrili anlamına gelen Pantikion ya da Pentikion'du. Bilinen en eski adı Pantikapion ve Pantikapeum.
Ural dağlarından gelip bu bölgeye yerleşenlerin Farsça beş, köy anlamında 'Penchdeh' ismini kullandığı söyleniyor.
Roma dönemindeki ismi ise Panticio, Pantecio, Panticia.. Duvar anlamına gelen Pendik kelimesinin de bu eski isimlerden doğduğu sanılıyor. Bazı kaynaklara göre de Pendik 'beş burun' anlamını taşıyor.
Şaşkınbakkal: O zamanlar orada yerleşim yoktu. Kış ayları bomboştu. Yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkânı açıldığını görenler, burada iş yapılmayacağını düşünerek bakkala "şaşkın bakkal" yakıştırması yaptılar. Orada ne işi vardı?
Bundan sonra da semt Şaşkınbakkal olarak anılmaya başlandı.
Şile:Yunanca bir sözcük olan 'Şile' nin anlamı yaban çiçeği. Şile adını bir bitki türü olan 'mercanköşk' ten alır.
Ümraniye: 'Yalnız Selvi' ilk adıdır. Tarihi kaynaklara göre Ümraniye'ye ilk yerleşenler Frigya'lılardır. Frigyalılar çam ağacını kutsal kabul ederlerdi. Küçük ve Büyük Çamlıca' dan başlayarak Alemdağ ve Kayış Dağı'na kadar bütün araziyi çam ormanlarıyla donattılar.
Arapça kökenli Ümran sözcüğünden gelen Ümraniye'nin anlamı kalkınmış, gelişmiş, bayındır yer demek.Üsküdar:M.Ö. 7 .yy 'da bir Grek kolonisi olarak kurulan Halkedon'un (Kadıköy) iskelesi ve tersaneleri, bugünkü Üsküdar'ın yerleştiği alanda bulunur ve buraya Hrisopolis (Altın Şehir) denirdi. Yörenin bu isimle anılması çeşitli biçimlerde yorumlanıyor.
Bununla ilgili birinci yorum:
Pers işgali sırasında Anadolu Yarımadası'ndaki kavimlerden ve halktan vergi olarak toplanan altınlar buradaki hazinelerde saklandığı için yöreye bu adın yakıştırıldığı söyleniyor. İkinci Yorum da: Agamemnon'un oğlu Krizes kaçarak Anadolu'ya gelmiş ve Üsküdar'da öldüğü için şehir onun adıyla anılmış.
Üçüncü Yorum da:
Günbatımında evleri karşı yakadan yaldızlı gibi göründüğü için Üsküdar'a Altın Şehir adının verildiğidir.
Üsküdar adı, bazı kaynaklara göre Farsça 'ulak' anlamına gelen 'Eskudari' den türemiştir. Bazılarına gore de; Bizans devrinde, Skutari denilen asker kışlaları, şehrin bu yakasında yer aldığı için semt Skutarion diye anılıyordu. Bu isim zamanla Üsküdar'a dönüştü.

ŞİMDİ MODA BEBEK
FOTOĞRAFLARI
“Bir an bütün bir yaşamı saklar içinde” diye yola çıkan Zerin Kültüral bir bebek ve aile fotoğrafçısı. Zerin hanımdan bebeklerinin ve çocuklarının fotopraflarını çekmesini isteyen aileler, genelde doğum günü armağanı olarak bu tip albümler hazırlıyorlar. Hamile annelerin bebeğine kavuşma fotoğrafları da böyle hazırlanan albümlerden. Ayni zamanda bebek casting ajanslığını da üstlenen Zerin Kültüral en fazla aranan sanat fotoğrafçısı olmasının ayrıcalığını; anne olmasına ve çocukları çok sevmesine bağlıyor. Duygusal olarak açıklasa da o bir uzman.

Zerin Kültüral 1993 yılında Yıldız Teknik Üniversitesinin fotoğrafcılık bölümünü birincilikle bitirdi. Bebek, çocuk ve aile fotoğrafları çekmeye 2001 yılında başladı. Bir bebeğin gülüşünün hiç bir şeye değişilemeyeceğini onun fotoğraflarına baktığımızda anlayabiliyoruz.
Zerin hanımın Vali Konağı caddesindeki bürosu hamile annelerin, bebeklerin adeta buluşma mekanı. Belki bir gün, sanata değer veren ailelerin uğrak yeri olacak; “Çocuk Bebek Sanat Kafeye” de böyle sanatsevrler sayesinde kavuşuruz. Zerin hanım gibi böylesine zevkli bir işi yaşamına sokan başarılı kişiler bizleri de birbirimize bağlıyor. Aile bağlarını kuvvetlendiren, çocukların ne kadar sevildiklerini anlatan bu güzel mesleği gelecekte sizler de seçebilirsiniz. Ama her işte olduğu gibi çok çalışmanız gerektiğini unutmamalısınız. Zerin hanım bazen tek güzel bir fotoprafa ulaşabilmek için günlerini veriyor. O ağır malzemeleri aletleri taşımak ve onları özenle yerleştirmek de sabır isteyen bir iş.
Ben Okuyun Derim
Güz 2008 de sunulan kitaplardan ikisi. Ben sevdim. İsimleri de çok güzel hiç unutamayacksınız. Kitaplığınızda olmalı, severek okumalısınız. Editörlüğünü eleştirmen, yayıncı, yazar Semih Gümüş’ün üstlendiği harika bir dizinin (Köprü Kitaplar) kitapları.
SOKAKTA TEK BASINA, tam sizin için gerçekçi bir kitap. Ayhan Bozfirat’in çocuklar için yazdığı bir roman. Onu çok seveceğinizi düşünüyorum. Çocuk edebiyatımıza birbirinden güzel kitaplar kazandıran Gün Işığı Kitaplarını artık severek okuduğunuzu biliyorum.
Gulsevin Kiral’in, usta illustrator Mustafa Delioglu’nun muhtesem renkli resimleriyle boyutlanan “öykü şiirler”iyse sizin için zevkle hazırlandı. BERBER PİRE TELLAL DEVE ismini okurken bile içinizi ısıtan kitap da Gün Işığı Kitaplığından

2 comments:

Anonymous said...

Your blog keeps getting better and better! Your older articles are not as good as newer ones you have a lot more creativity and originality now keep it up!

Anonymous said...

Ben almanyadan sevgi, gercekten cok guzel bir blog, eger twitter veya facebook sayfasi varsa hemen
ekliycegim.

YAZARLIK EĞİTİMİ BAŞLIYOR

KİLERCİBAŞI lİONS MERKEZİ GELECEĞİN YAZARLARI FARKINDALIK EĞİTİMİ KİTABINA GİDEN YOL. KALEM TUTAN ELLERİ DÜŞÜNEN BEYİNLERİ FARKLILIK ATÖLYES...