Friday, November 04, 2011

Koçluk Yazar Atşlyesi ve Yaz Kampları Bizi arayabilirsiniz 05336666903 filiztosyali@yahoo.com






MUTLULUĞU İSTEMEKLE BAŞLAYALIM
Mutluluğun değeri mutsuzluklar yaşanırken de düşünülmeli. Yaşantımıza çeki düzen vermeye karar verdiğimizde zaten karmakarışık olan yaşamımızı görebilir, eleştirebiliriz. Biz kendimize bir yaşam çemberi oluşturacaksak, oluşturmaya hazırsak mutluluğun önemi büyür. Yaşamımızda bir gözlem başlamıştır, yenilenmeye hazır olmamız da çok iyi bir adım atmamızı sağlar. Bizim hazırlayacağımız yaşam çemberi için bir yaşam koçundan destek almamız, bu işin eğitimini almışsak kendimizin yapması gerekir. Yaşam koçları bizimle yaptıkları konuşmalarla yaşam nedenimizi tek bir cümleyle bize tanımlatırlar. Uzun bir çalışmadır, bazen saatler sürebilir.
Siz bu eğitimleri almadığınız için daha basitleştirerek kullanabileceğiniz hale getirelim ve uygulayalım.
UYGULAMA:Çocuğunuzun bir sıkıntı, bir gerilim ya da istemediği bir şey yaşadığını düşünelim. İlk yapacağınız şey, “Anlat bakalım neler oldu, senin neyin var. Bak ben yanındayım. Bana her şeyini anlatabilirsin” olmamalı. Önce; “Konuşmak ister misin? Diye sorabilirsiniz. Bazen yanında olmanız bile onun kendini daha iyi hissetmesini sağlar. “Üzülme yavrum,” “ağlama yavrum” yerine, “Sen neşeli olacaksın” “Bunlar geçince bu olaylar yoluna girdiğini gördüğünde kendini nasıl hissedeceksin” diyerek onu düşünmeye zorlayın. “Yaşantında güzel olan şeyleri, seni mutlu eden şeyleri düşündüğünde neler yaşıyorsun.” “Seni ne olsa mutlu ederdi”. Sorularınızı peş peşe değil, her sorunun yanıtını aldıktan sonra sormaya çalışın. Onun sizden daha fazla konuşmasına fırsat verin.
Kendi merakınız ve kendinizin önereceği çözümler için konuşmayın. O kendi yolunu mutlaka çizecek. Az soru, çok dinlemeyle ancak onun ne yapması gerektiğini görmesine ışık yakabilirsiniz. Hele hatalarından hiç söz etmeyin. Sadece yaptığı güzel şeyleri hatırlaması için yanında olun. Yalnız kalmak isteyebilir, bırakın yalnız kalsın. Ama istediğinde sizi yanında bulacağını bilsin.
Kendiliğinden gelen ve yerleşen üzüntü, sıkıntı ve istenmeyen olaylara dayanma gücü yerine onları bedenimize ve ruhumuza zarar vermeden çıkarmak ancak kendi çabamızla olur. İstemediğimiz halde dışardan gelen bir şeyin, yerleşmesi gerçekten bir haksızlık gibi görünse de çaresinin bizim elimizde olması biraz bu haksızlığı hafifletebilir.
Çocuklarımıza küçük yaşta gerilimle başa çıkmayı öğretebiliriz. Örnek vermek gerekirse, spor yapma alışkanlığı vermeliyiz. Zorunlu olarak spor yapmaya başlanırsa, bir süre sonra spor yapmaktan vazgeçilir. Gerilimin yorgunluğuna bir de sporun yorgunluğu biner. Zaten o durumda başlayacak spor yarar sağlamaz, dahası da gerilime iyice sokar. Yaşamını düşünme şansı verirken de gerilimden uzaklaşılabilir. Zihnin kendinle uğraşması çok güzeldir. Vücut sever aslında, beyin hoşlanır kendine zaman ayırmayı. Ne yazık ki çoğu insan bunu o kadar az yapar ki. Kime böyle bir şey yaşayıp yaşamadığını sorsanız yüzünüze şaşkınlıkla bakar. Niçin sorduğunuzu anlatsanız size hak verir. Bilinmez, niye kendini bu kadar ihmal eder. İnsanlar kendi istek ve arzularını hep sona bırakırlar. Olmadık şeylerin peşinde koşarlar, yorulurlar, yürek tüketirler. Yıllarca bunun böyle olduğunu, ama 21. Yüzyılın insanın ruh sağlığına hizmet ettiğini, ülkemizin de dahil olup bir çok ülkenin ruh sağlığı için, kişisel gelişimi de kapsayan bütçe ayıracağını, söyleyebilirim. Kendimize önem vermenin önemini anladık.

No comments:

YAZARLIK EĞİTİMİ BAŞLIYOR

KİLERCİBAŞI lİONS MERKEZİ GELECEĞİN YAZARLARI FARKINDALIK EĞİTİMİ KİTABINA GİDEN YOL. KALEM TUTAN ELLERİ DÜŞÜNEN BEYİNLERİ FARKLILIK ATÖLYES...