Monday, July 14, 2008

YAZ KAMPININ YARARLARI
Kendi sinopsilerini senaryolaştırıp film çektiler, yazı yazdılar, oyun yazıp oynadılar. Olta yapıp balık tuttular. Tornavidayla kablo ve seyyyar lamba hazırlayıp valizlerine attılar. Bu çocuklar; yüzdüler, gezdiler, çevrelerine ışık saçarak bilgi kaynağı oldular. Vermedemn alamyız dostlar. Bu kampların yaygınlaştırılması için bir şeyler yapmak hepimizin görevi olmalı. Yepyeni bir turizm kapısının açıldığı televizyon yayınlarında duyuruldu. Bitez yalısı Bodrum Hakan Otelde gerçekleşen bu kamp örnek alınmalı. İlk gün uyanmakta zorluk çekseler de bir süre sonra sabah yürüyüşüne katılıp, ardından Ege’nin serin sularını kendilerine bırakmanın zevkini küçük yaşta tattılar. Gözde, Esra, Pelin, Beliz, Melek ve diğerleri uyumlarıyla takdir kazandılar.
Sanat dedik ve yaşları birbirine hiç uymayan çocukları bir araya getirip sentez yaptık. 8 yaşındaki Ömer ile Dila’nın ayni kampta kalacağını söylediğim zaman Dila’nın gözleri yuvasından fırlayacaktı. Doğru söylediğime inanamıyordu. Ayni kampta olmak ve kendinden küçüklerle yaşamak kabul edemeyeceği en önemli şeylerden biriydi. Birlikte tiyatro yaparken artık Ömer, Dila için rol arkadaşıydı.
Kamp defterine anılarını yazarken her şey çok değişmişti. “Ben çocukları eskiden hiç sevmezdim, şimdi onlarla yaşayabileceğimi düşünüyorum” diyenler çoğunluktaydı. Beraber yediler, gezdiler, etkinlikler yaptılar. Tiyatro ve sinema, yazı dünyası onları birleştirdi. Türkiye’de bir gazetedeki köşeyi onlar yazdı. Televizyon programını renklendirdiler. Bu çocuklar KÜLTÜR SANAT ve İLETİŞİM KAMPINDA bir araya gelirken bambaşka beklentileri vardı. Sonunda hepsi gerçek beklentisine kavuştu kavuşmasına, ama onun yanında dostluk adına, toplulukla yaşama ve uzlaşma adına çok şeyi de paylaştılar.
Timur ve Aylin kampa Viyana’dan katılmışlardı. İlk günler sadece kitap okuyan Aylin, Türkçe konuşmak istemiyordu. Türkçesinin yeterli olmaması onu düşündürüyordu. Öğretmenlerinin üzerine düşmesi ona farklı bir açıdan yaklaşması dilini açtı. Aylin aslında Türkçe konuşmanın hiç zor olmadığını gördü. Timur futbolla ilgileniyordu. Onun Türkçe bir oyunda rol aldığını gören yakınları çok şaşıracaktı. Aylin’in rol gereği koluna taktığı çantasıyla kırıtması, Türkçe sözcükleri ard arda sıralarken seyircilerin beğenisini kazandı.
Dusod(Dünyaya İnsana Saygı Derneği) nin kampında, her şey birbirinden güzeldi. Ümit Kireççi Lila Düşler Tiyatrosu ile eğitim adına ne gerekirse yaptı. Nedim Özsümer çocuklarla fotoğraf ve film çekerken, Milliyet Gazetesi Yazarı Esra Özsümer yazı adına çocukları zaman zaman tatilde oluşuna aldırmadan eğitirken, çok başarılı bir kamp geçtiğini düşünüyorduk. Çevre alanlarda gösteriler yaptılar, televizyon programlarına katıldılar. Geziler içinde herkes birbirinden mutlu oldu. Teknede, aquaparkta tiyatro oynadılar. Tavşan adasında öykü kurguladılar, dostluklar ve arkadaşlıklar yaşandı. En küçükle en büyük el ele yepyeni bir dünyanın pencerelerini herkese açar gibiydi. Dusod Kampı tam bir sanat ve letişim Kampı olmayı başardı. Böyle bir kampın yöneticisi olmaktan gurur duyuyorum.

No comments:

YAŞAM KOÇLUĞU ve YAZAR KOÇLUĞU ayni anda yola çıktık. 5Aralık Buuşma günümüz. İki buçuk ay sürecek bir eğitim yolculuğu. Yazarınız FİLİZ TO...